Turkish Vocabulary
Click on letter: GT-Google Translate; GD-Google Define; H-Collins; L-Longman; M-Macmillan; O-Oxford; © or C-Cambridge

GT GD C H L M O
a

GT GD C H L M O
academic /ˌæk.əˈdem.ɪk/ = ADJECTIVE: akademik, bilimsel, teorik, kuramsal; USER: akademik, öğretim, akademik bir, bilimsel

GT GD C H L M O
acquisition /ˌæk.wɪˈzɪʃ.ən/ = NOUN: edinme, kazanma, kazanç, kütüphaneye yeni gelen kitap, müzeye yeni gelen eşya; USER: edinme, satın, satın alma, edinimi, toplama

GT GD C H L M O
agility /ˈædʒ.aɪl/ = NOUN: çeviklik, kıvraklık, atiklik, beceriklilik; USER: çeviklik, çevikliği, çevikliğini, ataklık, çevik

GT GD C H L M O
all /ɔːl/ = ADJECTIVE: tüm, bütün, her, hep; NOUN: hepsi, herkes; ADVERB: hepsi, tamamen, hep; PRONOUN: hepsi, herkes, her şey; USER: tüm, bütün, her, All, tamamını, tamamını

GT GD C H L M O
an

GT GD C H L M O
analytics /ˌanlˈitiks/ = NOUN: mantıksal analiz, mantıksal çözümleme; USER: analitik, analytics, analizi, analiz, analitiği

GT GD C H L M O
and /ænd/ = CONJUNCTION: ve, ile, de; USER: ve, ile, ile

GT GD C H L M O
application /ˌæp.lɪˈkeɪ.ʃən/ = NOUN: uygulama, başvuru, kullanım, dilekçe, tatbik, başvuru formu, talep, başvurma, sürme, özen, dikkat; USER: uygulama, uygulaması, başvuru, uygulamanın, uygulamaya

GT GD C H L M O
architect /ˈɑː.kɪ.tekt/ = NOUN: mimar, yaratıcı; VERB: tasarlamak, yapmak, planlamak; USER: mimar, mimarı, mimarın, mimarlık, architect

GT GD C H L M O
are /ɑːr/ = NOUN: ar; USER: olan, vardır, bulunmaktadır, olup, olarak, olarak

GT GD C H L M O
array /əˈreɪ/ = NOUN: düzen, sıra, jüri heyeti, diziliş, sergileme, gösteriş, jüri heyeti listesi, görkem, ihtişam, gösterişli kıyafet; VERB: sıralamak, sıraya dizmek, giydirmek, süslemek, çeki düzen vermek; USER: dizi, dizisi, bir dizi, array, dizinin

GT GD C H L M O
as /əz/ = ADVERB: olarak, gibi, kadar, iken; PRONOUN: gibi; CONJUNCTION: olduğu gibi, ki, iken, rağmen, karşın, madem, mademki, -diği gibi, -irken; USER: olarak, gibi, kadar, yanı, şekilde, şekilde

GT GD C H L M O
aspect /ˈæs.pekt/ = NOUN: görünüm, görünüş, yön, görüş, cephe, hal, çehre, tavır, bakım; USER: görünüm, görünüş, yön, yönü, boy

GT GD C H L M O
assignments /əˈsaɪn.mənt/ = NOUN: atama, görev, tayin, ödev, tahsis, devir, iş, belirleme, devretme, ev ödevi, feragat senedi, havale senedi, kararlaştırma; USER: atamaları, ödevler, atamalarını, ödevleri, atamalar

GT GD C H L M O
at /ət/ = PREPOSITION: -de, -da, -ye, -ya, -e, -a; NOUN: savaşçı, asker, eyt; USER: de, az, at, okuyun, azından, azından

GT GD C H L M O
bachelor /ˈbætʃ.əl.ər/ = NOUN: bekâr, bekâr erkek, fakülte mezunu; USER: bekâr, lisans, Bachelor, bekar, bekarlığa veda

GT GD C H L M O
base /beɪs/ = NOUN: temel, baz, taban, üs, alt, esas, kaide, altlık, dayanak, dip; VERB: dayandırmak; ADJECTIVE: adi; USER: temel, baz, taban, tabanı, üs

GT GD C H L M O
broad /brɔːd/ = ADJECTIVE: geniş, genel, yaygın, ana, açık, enli, esas, hoşgörülü, aksanlı, terbiyesiz, göze çarpan, belli; NOUN: kadın, karı; USER: geniş, geniş bir, birçok, genel, yaygın

GT GD C H L M O
building /ˈbɪl.dɪŋ/ = NOUN: bina, inşa, yapı, inşaat, kurma, inşa etme, apartman; USER: bina, yapı, binanın, binada, inşaat

GT GD C H L M O
business /ˈbɪz.nɪs/ = NOUN: iş, faaliyet, ticaret, işyeri, firma, ticarethane, mesele, alım satım, görev, konu; USER: iş, işletmeniz, Business, işletme, ticari

GT GD C H L M O
businesses /ˈbɪz.nɪs/ = NOUN: iş, faaliyet, ticaret, işyeri, firma, ticarethane, mesele, alım satım, görev, konu; USER: işletmeler, işletmelerin, iş, işletme, işletmelere

GT GD C H L M O
by /baɪ/ = PREPOSITION: tarafından, göre, ile, yoluyla, kadar, vasıtasıyla, yanında, kenarında, başında, yanından, yakınında, yakınından, yolundan; ADVERB: yakın, geçecek biçimde, geçişli biçimde, bir kenara; USER: tarafından, göre, ile, by, edenler tarafından

GT GD C H L M O
can /kæn/ = NOUN: kutu, teneke kutu, konserve kutusu, hela, hapishane, kaba et, teneke kutudaki içecek; VERB: yapabilmek, edebilmek, olabilmek, kovmak, konservesini yapmak; USER: kutu, olabilir, yapabilirsiniz, can, olabildiğince, olabildiğince

GT GD C H L M O
candidate /ˈkæn.dɪ.dət/ = NOUN: aday, namzet; USER: aday, adayı, adayın, bir aday, candidate

GT GD C H L M O
center /ˈsen.tər/ = NOUN: merkez, orta, odak, punta, göbek, orta alan, santra, ılımlı kimse; VERB: ortalamak, ortaya gelmek, merkezde toplamak, merkezde toplanmak; USER: merkez, merkezi, Center, merkezine, merkezinde

GT GD C H L M O
certainly /ˈsɜː.tən.li/ = ADVERB: kesinlikle, şüphesiz, elbette, kuşkusuz, muhakkak; USER: kesinlikle, şüphesiz, elbette, kesin, mutlaka

GT GD C H L M O
challenging /ˈCHalənj/ = NOUN: kamçılayıcı, ilgi çekici, dürtücü, büyüleyici; ADJECTIVE: boyun eğmez; USER: zorlu, zor, zordur, meydan, zorlayıcı

GT GD C H L M O
chief /tʃiːf/ = NOUN: baş, şef, reis, amir, armanın en üst kısmı; ADJECTIVE: baş, ana, belli başlı, en üst rütbeli; USER: baş, başkanı, şefi, şef, müdürü

GT GD C H L M O
cio /ˌsiːaɪˈem/ = USER: cio, CIO'nun, CIO'su

GT GD C H L M O
collaboration /kəˌlæb.əˈreɪ.ʃən/ = NOUN: işbirliği, işbirlikçilik, birlik; USER: işbirliği, işbirliğini, işbirliğinin, birlikte, işbirliğiyle

GT GD C H L M O
companies /ˈkʌm.pə.ni/ = NOUN: şirket, ortaklık, eşlik, arkadaşlık, bölük, misafir, topluluk, birlik, toplantı, tayfa; USER: şirketleri, şirketler, şirketlerin, şirket, şirketlerinin

GT GD C H L M O
company /ˈkʌm.pə.ni/ = NOUN: şirket, ortaklık, eşlik, arkadaşlık, bölük, misafir, topluluk, birlik, toplantı, tayfa; USER: şirket, şirketi, şirketin, firma, işletmenizi

GT GD C H L M O
completed /kəmˈpliːt/ = ADJECTIVE: tarihinde tamamlandı; USER: tamamlandı, tamamlanmış, tamamladı, tamamlanan, tamamlanmıştır

GT GD C H L M O
comprised /kəmˈpraɪz/ = VERB: içermek, kapsamak, oluşmak, ihtiva etmek, içine almak; USER: oluşan, oluşmaktadır, oluşur, gibidir, oluşturmaktadır

GT GD C H L M O
computer /kəmˈpjuː.tər/ = NOUN: bilgisayar, elektronik beyin; USER: bilgisayar, bilgisayarı, bilgisayara, bilgisayarda, bilgisayarınıza

GT GD C H L M O
content /kənˈtent/ = NOUN: içerik, kapsam, içindekiler, tatmin, memnuniyet, anlam, öz, içerik miktarı, hoşnutluk; ADJECTIVE: memnun, hoşnut, razı; USER: içerik, içeriği, içeriğe, içeriğini, içeriğin

GT GD C H L M O
corporate /ˈkɔː.pər.ət/ = ADJECTIVE: tüzel, toplu, şirkete ait, birleşmiş; USER: tüzel, kurumsal, şirket, kurumlar, Corporate

GT GD C H L M O
council /ˈkaʊn.səl/ = NOUN: konsey, meclis, kurul, divan, yönetim kurulu; USER: konsey, konseyi, meclisi, belediye, meclis

GT GD C H L M O
curriculum /kəˈrɪk.jʊ.ləm/ = NOUN: müfredat, öğretim programı; USER: müfredat, müfredatı, program, müfredatın, programı

GT GD C H L M O
custom /ˈkʌs.təm/ = NOUN: gelenek, görenek, adet, töre, alışkanlık, alışveriş, örf ve adetler hukuku, müşterisi olma; ADJECTIVE: ısmarlama, sipariş üzerine yapılmış; USER: gelenek, görenek, özel, özel bir, Sipariş

GT GD C H L M O
cyber /saɪ.bər-/ = USER: siber, Cyber, sanal, bilişim

GT GD C H L M O
dashboard /ˈdæʃ.bɔːd/ = NOUN: gösterge paneli, kontrol paneli, çamurluk; USER: gösterge paneli, pano, paneli, dashboard, tablosu

GT GD C H L M O
data /ˈdeɪ.tə/ = NOUN: veri, bilgi, data, girdi, malumat; USER: veri, verileri, veriler, bilgileri, verilerin

GT GD C H L M O
dedicated /ˈded.ɪ.keɪ.tɪd/ = ADJECTIVE: ithaf olunmuş, verilmiş; USER: özel, adanmış, adamıştır, adanmıştır, ayrılmış

GT GD C H L M O
degrees /dɪˈɡriː/ = NOUN: derece, lisans, diploma, ünvan, rütbe, aşama, evre, sıralı notalar, karşılaştırmalı üstünlük derecesi; USER: derece, dereceye, derecelerde, derecelik, dereceleri

GT GD C H L M O
delivery /dɪˈlɪv.ər.i/ = NOUN: teslim, doğum, teslim etme, dağıtma, doğurma, konuşma, verim, devretme; USER: teslim, teslimat, Sevkiyat, dağıtım, doğum

GT GD C H L M O
designed /dɪˈzaɪn/ = ADJECTIVE: tasarlanmış, planlanmış, tarafından tasarlandı, kasıtlı; USER: tasarlanmış, tasarlanmıştır, dizayn, tasarlanan, olarak tasarlanmış

GT GD C H L M O
development /dɪˈvel.əp.mənt/ = NOUN: geliştirme, kalkınma, gelişme, büyüme, site, tab etme, geliştirilmiş ürün, son durum; USER: gelişme, geliştirme, kalkınma, gelişimi, gelişim

GT GD C H L M O
different /ˈdɪf.ər.ənt/ = ADJECTIVE: farklı, değişik, çeşitli, başka, diğer; USER: farklı, farklı bir, değişik, farklıdır, çeşitli, çeşitli

GT GD C H L M O
disciplines /ˈdɪs.ə.plɪn/ = NOUN: disiplin, bilim dalı, sıkı disiplin, otorite, denetim, baskı, sıkı düzen; USER: disiplinler, disiplinleri, disiplinlerden, disiplinlerin, disiplinlerde

GT GD C H L M O
discusses /dɪˈskʌs/ = VERB: tartışmak, görüşmek, tadına varmak, tadını çıkarmak; USER: tartışır, ele, anlatılır, anlatılmaktadır, tartışıyor

GT GD C H L M O
do /də/ = VERB: yapmak, etmek, dolandırmak, uymak, temizlemek, ilgilenmek; NOUN: do, hile, dalavere, dolandırıcılık, do-abbreviation, do, do; USER: yapmak, do, mutlaka, yapılması, mutlaka yapılması, mutlaka yapılması

GT GD C H L M O
does /dʌz/ = VERB: yapmak, etmek, dolandırmak, uymak, temizlemek, ilgilenmek, neden olmak, rolünü üstlenmek, ayağını kaydırmak, tamamlamak, meydana getirmek, düzenlemek; USER: yok, yapar, yaptığı, mu, mi, mi

GT GD C H L M O
during /ˈdjʊə.rɪŋ/ = PREPOSITION: sırasında, boyunca, esnasında, süresince, iken; USER: sırasında, boyunca, esnasında, sırasındaki, içinde, içinde

GT GD C H L M O
e /iː/ = ABBREVIATION: zayıf not, mi

GT GD C H L M O
each /iːtʃ/ = ADJECTIVE: her, her bir; PRONOUN: her biri, tanesi; USER: her, her bir, her biri, her biri

GT GD C H L M O
eagerness /ˈiː.ɡər/ = NOUN: şevk, heves, sabırsızlık, can atma; USER: şevk, heves, isteği, isteğini, isteklilik

GT GD C H L M O
emphasis /ˈem.fə.sɪs/ = NOUN: vurgu, önem, üzerinde durulan nokta; USER: vurgu, önem, ağırlık, ağırlıklı, vurgusu

GT GD C H L M O
employees /ɪmˈplɔɪ.iː/ = NOUN: işçi, personel, eleman, görevli, hizmetli, adam; USER: çalışanları, çalışanlar, çalışanların, çalışan, çalışanı

GT GD C H L M O
encourage /ɪnˈkʌr.ɪdʒ/ = VERB: teşvik etmek, cesaretlendirmek, desteklemek, özendirmek, cesaret vermek, korumak; USER: teşvik etmek, teşvik, öneririz, teşvik ediyoruz, davet ediyoruz

GT GD C H L M O
engage /ɪnˈɡeɪdʒ/ = VERB: çekmek, tutmak, bağlanmak, bağlamak, söz vermek, çarpışmaya girmek, işe almak, garanti etmek, kullanmak; USER: meşgul, yapmaya, girişme, girme

GT GD C H L M O
engineering /ˌenjəˈni(ə)r/ = NOUN: mühendis, makinist, teknisyen, makine mühendisi, tekniker, çarkçı; VERB: mühendislik yapmak, mühendisliğini yapmak, yapmak, düzenlemek; USER: mühendislik, mühendisliği, Engineering, ürünler, tekniği

GT GD C H L M O
erp

GT GD C H L M O
establishing /ɪˈstæb.lɪʃ/ = NOUN: saptama; USER: kurulması, kuran, kurmak, kurma, oluşturulması

GT GD C H L M O
examples /ɪɡˈzɑːm.pl̩/ = NOUN: örnek, misal, ibret, ders; USER: örnekler, örnekleri, örnek, örneklerini, örneklerle

GT GD C H L M O
expect /ɪkˈspekt/ = VERB: beklemek, ummak, ümit etmek, sanmak; USER: beklemek, bekliyoruz, bekleyebilirsiniz, beklediğiniz, bekleyebileceğinizi

GT GD C H L M O
experience /ikˈspi(ə)rēəns/ = NOUN: deneyim, tecrübe, olay, yaşam, pratik, hayat; VERB: yaşamak, denemek, tecrübe etmek, başından geçmek, maruz kalmak, görmek; USER: deneyim, deneyimi, bir deneyim, tecrübesi, tecrübe, tecrübe

GT GD C H L M O
experiences /ikˈspi(ə)rēəns/ = NOUN: deneyim, tecrübe, olay, yaşam, pratik, hayat; VERB: yaşamak, denemek, tecrübe etmek, başından geçmek, maruz kalmak, görmek; USER: deneyimler, deneyimleri, deneyimlerini, deneyim, deneyimlerin

GT GD C H L M O
experts /ˈek.spɜːt/ = NOUN: uzman, bilirkişi, usta, eksper, üstâd, erbap; USER: uzmanlar, uzmanları, uzman, uzmanların, uzmanlardan

GT GD C H L M O
focused /ˈfəʊ.kəst/ = USER: odaklı, odaklanmış, odaklanmıştır, duruldu, odaklanan

GT GD C H L M O
following /ˈfɒl.əʊ.ɪŋ/ = PREPOSITION: ardından, sonra; ADJECTIVE: izleyen, sonraki, müteakip, ertesi, sonra gelen; NOUN: izleme, taraftarlar, hayran kitlesi; USER: ardından, sonra, izleyen, aşağıdaki, takip, takip

GT GD C H L M O
for /fɔːr/ = PREPOSITION: için, amacıyla, dolayı, uygun, göre, karşı, yönünde, doğru, yarayan, sebebiyle; CONJUNCTION: dolayı, nedeniyle, çünkü, zira; USER: için, boyunca, for, üzere, üzere

GT GD C H L M O
from /frɒm/ = PREPOSITION: itibaren, -dan, -den, beri, dolayı, yüzünden, -den beri; USER: itibaren, adlı, adlı işletmeye, gelen, dan, dan

GT GD C H L M O
fun /fʌn/ = NOUN: eğlence, alay, eğlenme, şaka; USER: eğlence, eğlenceli, eğlenceli bir, fun, eğlenmek, eğlenmek

GT GD C H L M O
future /ˈfjuː.tʃər/ = NOUN: gelecek, istikbal, gelecek zaman, gelecekte olacak şey, vadeli sözleşme; ADJECTIVE: gelecek, ilerideki, ileriki, müstakbel, vadeli; USER: gelecek, gelecekte, gelecekteki, geleceği, geleceğe

GT GD C H L M O
global /ˈɡləʊ.bəl/ = ADJECTIVE: global, dünya çapında, evrensel, küre biçiminde; USER: global, küresel, genel, dünya, küresel bir

GT GD C H L M O
goal /ɡəʊl/ = NOUN: gol, hedef, amaç, kale, sayı, erek, ideal; USER: hedef, amaç, gol, çok gol, hedefi

GT GD C H L M O
hard /hɑːd/ = ADJECTIVE: zor, sert, sıkı, güç, ağır, katı, sağlam, çetin, şiddetli, dayanıklı; ADVERB: sert, sıkı; USER: zor, sert, sabit, hard, zordur, zordur

GT GD C H L M O
have /hæv/ = VERB: olmak, sahip olmak, yapmak, etmek, bulunmak, almak, elde etmek, zorunda olmak, kabul etmek, aldatmak, göz yummak, dolandırmak; NOUN: hile, varlıklı kimse, üçkâğıt, kumpas; USER: var, sahip, zorunda, vardır, olması, olması

GT GD C H L M O
having /hæv/ = ADJECTIVE: sahip olan, -li; USER: sahip olan, sahip, olan, zorunda, olması, olması

GT GD C H L M O
heavy /ˈhev.i/ = ADJECTIVE: ağır, şiddetli, aşırı, çok, sert, önemli, kaba, ağdalı, baskın, fırtınalı; ADVERB: çok, ağır şekilde; USER: ağır, yoğun, ağır bir, heavy, şiddetli

GT GD C H L M O
help /help/ = NOUN: yardım, yardımcı, imdat, çözüm, çare, hizmetçi, muavin; VERB: yardımcı olmak, yardım etmek, kurtarmak, yararı olmak, imdadına yetişmek, elinde olmak, başa çıkmak; USER: yardım, yardımcı, yardıma, yardımcı olmak

GT GD C H L M O
highlights /ˈhaɪ.laɪt/ = NOUN: röfle, hatırda kalıcı sahneler, akılda kalıcı bölümler; USER: olayları, vurgulamaktadır, vurgular, golleri, Maç Özeti

GT GD C H L M O
highly /ˈhaɪ.li/ = ADVERB: son derece, çok, büyük ölçüde, çok iyi; USER: son derece, çok, yüksek, derece, oldukça

GT GD C H L M O
how /haʊ/ = ADVERB: nasıl, ne, ne kadar, nereden, ne durumda; NOUN: yöntem, yapma yöntemi; USER: nasıl, ne, ne kadar, kadar, nasıl Yapılır, nasıl Yapılır

GT GD C H L M O
i /aɪ/ = PRONOUN: ben, I, one, I; USER: ben, i, ı, bir

GT GD C H L M O
in /ɪn/ = ADVERB: içinde; PREPOSITION: içinde, olarak, -de, -da, halinde, içine, içeri; ADJECTIVE: yerinde, iç, içeride, evde; USER: içinde, olarak, bölgesindeki, yılında, in, in

GT GD C H L M O
include /ɪnˈkluːd/ = VERB: katmak, içermek, kapsamak, dahil etmek, içine almak; USER: dahil, içerir, bulunmaktadır, vardır, şunlardır

GT GD C H L M O
information /ˌɪn.fəˈmeɪ.ʃən/ = NOUN: bilgi, enformasyon, haber, danışma, bilgi edinme, istihbarat, malumat, bildirme, şikâyet, iddia; USER: bilgi, bilgileri, bilgiler, bilgilerini, bilgilerin, bilgilerin

GT GD C H L M O
infrastructure /ˈinfrəˌstrəkCHər/ = NOUN: altyapı, altyapı tesisleri, savunma sistemi; USER: altyapı, altyapısı, altyapısının, altyapısını, altyapının

GT GD C H L M O
innovation /ˌɪn.əˈveɪ.ʃən/ = NOUN: yenilik, buluş, icat, değişiklik; USER: yenilik, inovasyon, yenilikçilik, yeniliği, yenilikçi

GT GD C H L M O
integrated /ˈɪn.tɪ.ɡreɪt/ = ADJECTIVE: entegre, birleşik, bütünlemiş, karma; USER: entegre, tümleşik, entegre edilmiş, entegre edilmiştir, bütünleşmiş

GT GD C H L M O
integration /ˈɪn.tɪ.ɡreɪt/ = NOUN: bütünleşme, birleştirme, birleşme, integralleme, tamamlama; USER: bütünleşme, entegrasyon, entegrasyonu, entegre, uyum

GT GD C H L M O
intelligence /inˈtelijəns/ = NOUN: istihbarat, zekâ, akıl, bilgi, anlayış, haberalma, akıllılık, zekilik, kafa, beyin, anlama, idrak, akıllı kimse; USER: istihbarat, zeka, zekası, zekâ, istihbaratı

GT GD C H L M O
is /ɪz/ = USER: olduğunu, olduğu, olan, bir, olup, olup

GT GD C H L M O
it /ɪt/ = PRONOUN: o, onu, ona, ebe, cazibe, çekicilik, şahsiyet, ilişki, önemli kimse; NOUN: cinsel ilişki; USER: o, onu, bu, bunu, it, it

GT GD C H L M O
kind /kaɪnd/ = NOUN: tür, çeşit, cins, nitelik, aynı şekil, aşai rabbani ayinindeki ekmek veya su; ADJECTIVE: nazik, iyi, hoş, iyiliksever, müşfik, yardımsever, yumuşak başlı, iyi kâlpli; USER: tür, türlü, çeşit, nazik, tür bir

GT GD C H L M O
leader /ˈliː.dər/ = NOUN: lider, önder, baş, başmakale, önayak, müşteri çeken ucuz mal; USER: lider, lideri, lideridir, başkanı, liderdir

GT GD C H L M O
leaders /ˈliː.dər/ = NOUN: lider, önder, baş, başmakale, önayak, müşteri çeken ucuz mal; USER: liderleri, liderler, liderlerinin, liderlerin, lider

GT GD C H L M O
leadership /ˈliː.də.ʃɪp/ = NOUN: liderlik, önderlik; USER: liderlik, liderliği, liderliğini, lider, liderliğinde

GT GD C H L M O
learning /ˈlɜː.nɪŋ/ = NOUN: öğrenme, bilgi, bilim, ilim; USER: öğrenme, öğrenmek, öğrenim, öğrenmeye, öğrenmenin, öğrenmenin

GT GD C H L M O
lifecycle /ˈlaɪsənsər/ = USER: yaşam döngüsü, ömrü, Kullanım Ömrü, yaşam çevrimi, yaşam döngüsünün

GT GD C H L M O
like /laɪk/ = ADJECTIVE: gibi, benzer, aynı; ADVERB: gibi, benzer; PREPOSITION: gibi, benzer, falan, aynı; NOUN: benzer; VERB: beğenmek; CONJUNCTION: sanki; USER: gibi, benzeri, benzerim, gibi bir, böyle, böyle

GT GD C H L M O
limited /ˈlɪm.ɪ.tɪd/ = ADJECTIVE: sınırlı, kısıtlı, sınırlanmış, kıt; NOUN: ekspres tren, ekspres otobüs; USER: sınırlı, sınırlı bir, Popüler, kısıtlı, belirli, belirli

GT GD C H L M O
list /lɪst/ = NOUN: liste, cetvel, kumaş kenarı, geminin yan yatması; VERB: listelemek, listeye yazmak, kaydetmek, yana yatmak; USER: liste, listesi, listesini, listesinde, listesine, listesine

GT GD C H L M O
look /lʊk/ = VERB: bakmak, görünmek, göstermek, ummak, ümit etmek; NOUN: bakış, bakma, görünüş, nazar, yüz ifadesi; USER: bakmak, bakın, bak, aramak, görünüm, görünüm

GT GD C H L M O
majority /məˈdʒɒr.ə.ti/ = NOUN: çoğunluk, ekseriyet, reşitlik, yetişkinlik; USER: çoğunluk, çoğunluğu, çoğu, çoğunluğunun, çoğunluğunu

GT GD C H L M O
management /ˈmæn.ɪdʒ.mənt/ = NOUN: yönetim, işletme, idare, müdürlük, idarecilik; USER: yönetim, yönetimi, yönetiminin, yönetimini, yönetiminde, yönetiminde

GT GD C H L M O
manager /ˈmæn.ɪ.dʒər/ = NOUN: yönetici, müdür, idareci, yönetmen, menejer, işletmeci; USER: müdür, yönetici, yöneticisi, antrenör, müdürü

GT GD C H L M O
methodology /ˌmeθ.əˈdɒl.ə.dʒi/ = NOUN: metan; USER: metodoloji, metodolojisi, yöntem, yöntemi, metodolojinin

GT GD C H L M O
mindset /ˈmaɪnd.set/ = USER: zihniyet, bir zihniyet, düşünce, zihniyeti, zihniyetin

GT GD C H L M O
mobile /ˈməʊ.baɪl/ = ADJECTIVE: hareketli, seyyar, gezici, oynak, değişken, akışkan, yer değiştirebilen; NOUN: dengede hareket düzeni; USER: hareketli, cep, mobil, Mobile, cep telefonu, cep telefonu

GT GD C H L M O
month /mʌnθ/ = NOUN: ay; USER: ay, aylık, ayın, ayda, aydan, aydan

GT GD C H L M O
most /məʊst/ = ADVERB: en; NOUN: çoğu, en fazlası, en fazla miktar; ADJECTIVE: en çok, en fazla, pek çok; USER: en, çoğu, en çok, çok, en iyi, en iyi

GT GD C H L M O
move /muːv/ = NOUN: hareket, hamle, taşınma, oynama, nakil; VERB: hareket etmek, taşınmak, ilerlemek, oynatmak, kımıldatmak, kımıldamak, kıpırdatmak; USER: hareket, taşımak, taşıyın, hareket ettirin, geçmek

GT GD C H L M O
net /net/ = ADJECTIVE: net, kesintisiz; NOUN: ağ, file, şebeke, tül, tuzak; VERB: kazanmak, ağ ile yakalamak, ağ yapmak, tuzağa düşürmek, kâr etmek; USER: net, ağ, kendi, file, file

GT GD C H L M O
network /ˈnet.wɜːk/ = NOUN: ağ, şebeke, iletişim ağı, ağ örgüsü; USER: ağ, ağı, şebeke, ağa, network

GT GD C H L M O
new /njuː/ = ADJECTIVE: yeni, taze, modern, acemi, keşfedilmemiş; USER: yeni, yeni bir, okunmamış, new, new

GT GD C H L M O
not /nɒt/ = USER: not-, not, not a, no, not, no, nay, nope; USER: değil, değildir, yok, olmayan, değildi, değildi

GT GD C H L M O
numerous /ˈnjuː.mə.rəs/ = ADJECTIVE: çok sayıda, sayısız, çok, bir hayli; USER: çok sayıda, çok, sayısız, sayıda, birçok

GT GD C H L M O
of /əv/ = PREPOSITION: yüzünden, -nin, -den, -li; USER: bir, arasında, bölgesinin, of, km, km

GT GD C H L M O
office /ˈɒf.ɪs/ = NOUN: ofis, büro, görev, makam, bakanlık, devlet dairesi, sorumluluk, ima, kiler, ambar, dini tören; ADJECTIVE: büro; USER: ofis, ofisi, ofiste, büro, office

GT GD C H L M O
officer /ˈɒf.ɪ.sər/ = NOUN: subay, memur, polis memuru; VERB: komuta etmek, idare etmek, subayları atamak; USER: subay, memur, memuru, görevlisi, subayı

GT GD C H L M O
on /ɒn/ = PREPOSITION: üzerinde, ile, üstünde, yönünde, esnasında; ADVERB: üstünde, durmadan, sürekli olarak; ADJECTIVE: yanık, devrede, sahnede, hazır; USER: üzerinde, ilgili, üzerine, hakkında, ile ilgili, ile ilgili

GT GD C H L M O
one /wʌn/ = USER: one-, one, I, biri, tek, birisi, kimse, bir tane; PRONOUN: biri, birisi, kimse, olan, kişi; ADJECTIVE: tek, aynı; USER: bir, biri, tek, birini, tek bir, tek bir

GT GD C H L M O
oneself /ˌwʌnˈself/ = PRONOUN: kendini, kendine, kendisi, kendi, kendi kendini; USER: kendini, kendine, kendisi, kendisini, oneself

GT GD C H L M O
opportunities /ˌɒp.əˈtjuː.nə.ti/ = NOUN: fırsat, şans, uygun durum; USER: fırsatları, fırsatlar, fırsat, olanakları, imkanları, imkanları

GT GD C H L M O
or /ɔːr/ = CONJUNCTION: veya, ya da, yoksa, yahut; NOUN: altın sarısı; USER: veya, ya da, ya, ve, yada, yada

GT GD C H L M O
organization /ˌɔː.ɡən.aɪˈzeɪ.ʃən/ = NOUN: organizasyon, örgüt, örgütlenme, organizma, bünye; USER: organizasyon, örgüt, kuruluş, organizasyonu, örgütü

GT GD C H L M O
oriented /ˈôrēˌent/ = ADJECTIVE: amaçlı, yönlü, doğrultusunda olan; USER: amaçlı, yönlü, odaklı, yönelik, yönelimli

GT GD C H L M O
our /aʊər/ = PRONOUN: bizim; USER: bizim, eden, our, Yazın, Yazın

GT GD C H L M O
participants /pɑːˈtɪs.ɪ.pənt/ = NOUN: katılımcı, iştirakçi, pay sahibi, katkıda bulunan kimse; USER: katılımcılar, katılımcıların, katılımcı, katılımcıları, katılımcılara, katılımcılara

GT GD C H L M O
passion /ˈpæʃ.ən/ = NOUN: tutku, ihtiras, aşk, hırs, arzu, öfke, tutkunluk; USER: tutku, tutkusu, tutkuyla, tutkusunu, passion

GT GD C H L M O
peers /pɪər/ = NOUN: akran, emsal, yaşıt, lord; VERB: dikkatle bakmak, belli belirsiz görünmek, bir parça görünmek; USER: eş, adet eş, akranları, arkadaşları, meslektaşları

GT GD C H L M O
people /ˈpiː.pl̩/ = NOUN: insanlar, halk, millet, herkes, ulus, elalem, aile fertleri, eller; VERB: insan yerleştirmek; USER: insanlar, kişi, insanların, insan, insanları, insanları

GT GD C H L M O
pipeline /ˈpaɪp.laɪn/ = USER: boru hattı, boru hattının, boru, hattı, boru hattına

GT GD C H L M O
placed /pleɪs/ = VERB: yerleştirmek, koymak, oturtmak, vermek, yerini belirlemek, yatırım yapmak, yatırmak, ısmarlamak, görevlendirmek, yazdırmak; USER: yer, yerleştirilmiş, yerleştirilir, yerleştirilen, yerleştirilebilir

GT GD C H L M O
platforms /ˈplæt.fɔːm/ = NOUN: platform, plato, podyum, rampa, tartışma ortamı, düzlük, parti programı, sahanlık, yayla, apartman topuk, taraça; USER: platformları, platformlar, platformlarda, platformlarında, platform

GT GD C H L M O
player /ˈpleɪ.ər/ = NOUN: oyuncu, çalar, player, kumarbaz, çalan kimse; USER: oyuncu, çalar, oyuncusu, oynatıcı, player, player

GT GD C H L M O
portal /ˈpɔː.təl/ = NOUN: kapı, büyük kapı; USER: portalı, portal, portalında, Portalımızdaki, portalı daha

GT GD C H L M O
potential /pəˈten.ʃəl/ = NOUN: potansiyel, gerilim, güç, yeterlik kipi, iktidar; ADJECTIVE: potansiyel, olası, gizli, açığa çıkmamış; USER: potansiyel, potansiyeli, olası, potansiyelini, potansiyeline

GT GD C H L M O
previous /ˈpriː.vi.əs/ = ADJECTIVE: önceki, eski, geçmiş, evvelki, sabık, zamanından önce olan; USER: önceki, bir önceki, geçen, daha önceki, önce

GT GD C H L M O
product /ˈprɒd.ʌkt/ = NOUN: ürün, çarpım, mahsul, sonuç, meyve; USER: ürün, ürünün, ürünü, ürünleri, bir ürün

GT GD C H L M O
professional /prəˈfeʃ.ən.əl/ = NOUN: profesyonel, uzman, mütehassıs, fikir işçisi, meslekten yetişme kimse, para için yapan kimse; ADJECTIVE: profesyonel, mesleki, meslek, uzman, meslekten yetişme, azimli, kararlı, para için yapan; USER: profesyonel, profesyonel bir, mesleki, Professional, meslek

GT GD C H L M O
program /ˈprəʊ.ɡræm/ = NOUN: program, yazılım, plan, gösteri, yapım; VERB: programlamak, planlamak; USER: program, programı, programını, programın, programının

GT GD C H L M O
project /ˈprɒdʒ.ekt/ = NOUN: proje, tasarı, plan; VERB: yansıtmak, tasarlamak, atmak, planlamak, fırlatmak, projesini hazırlamak, iz düşürmek, çıkıntı oluşturmak, çıkık olmak; USER: proje, projesi, projenin, projeye, projesinin

GT GD C H L M O
projects /ˈprɒdʒ.ekt/ = NOUN: proje, tasarı, plan; VERB: yansıtmak, tasarlamak, atmak, planlamak, fırlatmak, projesini hazırlamak, iz düşürmek, çıkıntı oluşturmak, çıkık olmak; USER: projeler, projeleri, proje, projelerin, projelerinin

GT GD C H L M O
provide /prəˈvaɪd/ = VERB: sağlamak, temin etmek, karşılamak, ihtiyacını karşılamak, şart koşmak, koşul koymak, önlem almak, hazırlıklı olmak; USER: sağlamak, sağlar, verin, sunmak, sağlayabilir

GT GD C H L M O
provides /prəˈvaɪd/ = VERB: sağlamak, temin etmek, karşılamak, ihtiyacını karşılamak, şart koşmak, koşul koymak, önlem almak, hazırlıklı olmak; USER: sağlar, içerir, sağlayan, sağlamaktadır, sunar

GT GD C H L M O
purposely /ˈpɜː.pəs.li/ = ADVERB: kasten, kasıtlı olarak, inadına, mahsus, bile bile; USER: kasten, bilerek, bilinçli, amaçsız, kasıtlı

GT GD C H L M O
reflect /rɪˈflekt/ = VERB: yansıtmak, düşünmek, aksettirmek, düşünüp taşınmak, ifade etmek; USER: yansıtmak, yansıtacak, yansıtmaktadır, yansıtan, yansıtır

GT GD C H L M O
relevant /ˈrel.ə.vənt/ = ADJECTIVE: uygun, konu ile ilgili, amaca uygun, alâkalı; USER: uygun, ilgili, kuruluşları, hakkında, alakalı

GT GD C H L M O
rotate /rəʊˈteɪt/ = VERB: döndürmek, dönmek, dönüşümlü olarak yer değiştirmek, dolandırmak, dolamak, eksen çevresinde dönmek, dönüşümlü olmak, rotasyonlu olarak çalıştırmak, her sene değişik ekin ekmek; ADJECTIVE: tekerlek biçimindeki, tekerleksi; USER: döndürmek, döndürün, döndürme, çevirin, döndürebilirsiniz

GT GD C H L M O
rotation /rəʊˈteɪ.ʃən/ = NOUN: dönme, rotasyon, dönüş, devir, çevirme, deveran, sıra ile yapma, nöbetleşe yapma, nöbetleşme; USER: rotasyon, dönme, dönüş, döndürme, rotasyonu

GT GD C H L M O
rotations = NOUN: dönme, rotasyon, dönüş, devir, çevirme, deveran, sıra ile yapma, nöbetleşe yapma, nöbetleşme; USER: rotasyonlar, dönmeler, dönüş, döndürme, devir

GT GD C H L M O
s = USER: s, ler, lar, temizle, larındaki

GT GD C H L M O
sap /sæp/ = NOUN: özsu, bitki özü, usare, ahmak, avanak, hayat kaynağı, cop, duvar yıkma çukuru, lâğım kanalı; VERB: altını kazarak yıkmak, temelini bozmak, baltalamak, cop ile yere sermek, ağaçtan yalancı odun çıkarmak; USER: özsu, sap, özsuyu, reçineleri, özü

GT GD C H L M O
science /saɪəns/ = NOUN: fen, bilim, ilim, teknik, beceri; USER: bilim, bilimi, fen, bilimin, bilimleri

GT GD C H L M O
security /sɪˈkjʊə.rɪ.ti/ = NOUN: güvenlik, emniyet, güvence, güvenlik önlemleri, kefalet, rehin, depozito, ipotek, selamet, teminât; USER: güvenlik, Security, güvenliği, güvenliğini, Emniyet

GT GD C H L M O
seek /siːk/ = VERB: aramak, araştırmak, istemek, çıkarmaya çalışmak, peşinde koşmak, uğraşmak, aranmak, kazanmaya çalışmak, öğrenmeye çalışmak; USER: aramak, aramaya, talep, arama, bulmak

GT GD C H L M O
seizing /siːz/ = NOUN: tutukluk, kavrama; USER: tutukluk, ele geçirmek, ele geçirme, ele geçirdi, sıkışma

GT GD C H L M O
senior /ˈsiː.ni.ər/ = ADJECTIVE: kıdemli, üst, yaşlı, yaşça büyük, daha yaşlı, son sınıfa ait; NOUN: üst, büyük, son sınıf öğrencisi, baba, kıdemli kimse, yaşça büyük olan kimse; USER: kıdemli, üst, üst düzey, düzey, üst düzey bir

GT GD C H L M O
service /ˈsɜː.vɪs/ = NOUN: hizmet, servis, görev, faaliyet, ayin, askerlik, işleme, ibadet, tebliğ, fayda; ADJECTIVE: hizmet; VERB: hizmet vermek; USER: hizmet, servisi, servis, hizmeti, hizmetleri

GT GD C H L M O
sets /set/ = VERB: ayarlamak, belirlemek, kurmak, koymak, yapmak, düzenlemek, hazırlamak, yerleştirmek; NOUN: set, dizi, takım, grup; USER: setleri, set, bebekler, kümeleri, takımları, takımları

GT GD C H L M O
share /ʃeər/ = NOUN: pay, hisse, hisse senedi, katılım, sermaye payı, kâr payı, saban demiri; VERB: paylaşmak, bölüşmek, katılmak, iştirak etmek, ortak kullanmak; USER: pay, hisse, paylaşmak, payı, payını

GT GD C H L M O
skill /skɪl/ = NOUN: beceri, yetenek, ustalık, hüner, maharet, kabiliyet, marifet, beceriklilik; USER: beceri, ustalık, anki ustalık, yetenek, skill

GT GD C H L M O
skills /skɪl/ = NOUN: beceri, yetenek, ustalık, hüner, maharet, kabiliyet, marifet, beceriklilik; USER: becerileri, beceri, becerilerini, beceriler, becerilerinin

GT GD C H L M O
solid /ˈsɒl.ɪd/ = ADJECTIVE: katı, sağlam, masif, sert, som, güvenilir, yekpare, tam, koyu, tek parça, mükemmel; NOUN: katı cisim; USER: katı, sağlam, sağlam bir, solid, bir katı

GT GD C H L M O
some /səm/ = ADJECTIVE: bazı, bir, biraz, kimi, yaklaşık, bir takım, çok; PRONOUN: bazı, bazıları, kimi, herhangi bir; ADVERB: biraz; USER: bazı, biraz, bir, bazıları, kimi, kimi

GT GD C H L M O
sponsored /ˌɡʌv.ən.məntˈspɒnt.səd/ = VERB: desteklemek, kefil olmak, finanse etmek, parasal destek sağlamak, arka çıkmak, himaye etmek, korumak; USER: sponsorlu, sponsor, sponsorluğunda, desteklenen, sponsorluğunu

GT GD C H L M O
success /səkˈses/ = NOUN: başarı, sonuç, sükse, başarılı kimse; USER: başarı, başarısı, başarılı, başarısını, başarının

GT GD C H L M O
support /səˈpɔːt/ = NOUN: destek, yardım, dayanak, takviye, arka; VERB: desteklemek, destek olmak, geçindirmek, sürdürmek, bakmak, tutmak, kanıtlamak; USER: destek, desteklemek, desteği, destekleyen, destekler

GT GD C H L M O
systems /ˈsɪs.təm/ = NOUN: sistem, düzen, şebeke, yapı, yöntem, ağ, usul, vücut, evren, katman; USER: sistemleri, sistemler, sistemlerinin, sistemlerin, sistemlerinde

GT GD C H L M O
team /tēm/ = NOUN: takım, ekip, tim, kuş sürüsü, koşum hayvanları; VERB: koşmak, takım kurmak, takım halinde yapmak; USER: ekip, takım, takim, ekibi, takımı, takımı

GT GD C H L M O
technology /tekˈnɒl.ə.dʒi/ = NOUN: teknoloji, uygulayımbilim; USER: teknoloji, teknolojisi, teknolojisini, teknolojinin, teknolojisinin

GT GD C H L M O
textron = USER: Textron, Textron'un, Textron firması,

GT GD C H L M O
that /ðæt/ = CONJUNCTION: o, ki, şu, için, diye; PRONOUN: o, ki, şu, diye; ADVERB: böyle, o kadar, bu kadar; ADJECTIVE: öteki; USER: o, bu, olduğunu, olduğu, ki, ki

GT GD C H L M O
the

GT GD C H L M O
they /ðeɪ/ = PRONOUN: onlar, insanlar; USER: onlar, bu, bunlar, da, de, de

GT GD C H L M O
this /ðɪs/ = PRONOUN: bu; ADVERB: böyle, bu kadar, bu kadar

GT GD C H L M O
though /ðəʊ/ = CONJUNCTION: rağmen, olsa da, karşın, gerçi, olduğu halde, -sa bile; ADVERB: gerçi, yine de; USER: rağmen, olsa da, olsa, ama, da

GT GD C H L M O
through /θruː/ = ADVERB: sayesinde, doğru, baştan sona, tamamen, doğruca, bir uçtan bir uca; PREPOSITION: sayesinde, içinden, arasından, yüzünden, baştan başa, bir uçtan bir uca; ADJECTIVE: kesintisiz, direkt; USER: sayesinde, ile, aracılığıyla, üzerinden, yoluyla

GT GD C H L M O
throughout /θruːˈaʊt/ = ADVERB: boyunca, her tarafında, baştan başa; PREPOSITION: boyunca, süresince, baştan başa; USER: boyunca, genelinde, çapında, süresince, boyu, boyu

GT GD C H L M O
to /tuː/ = PREPOSITION: karşı, göre, -e, -ye, -ya, -e doğru; USER: karşı, göre, için, etmek, hiç, hiç

GT GD C H L M O
today /təˈdeɪ/ = ADVERB: bugün, günümüzde; USER: bugün, günümüzde, bugünkü, günümüz, günümüz

GT GD C H L M O
training /ˈtreɪ.nɪŋ/ = NOUN: eğitim, antrenman, çalışma, egzersiz, alıştırma, idman, ders, öğretme, çalıştırma, staj süresi; USER: eğitim, eğitimi, antrenmanı, öğretim, eğitimin

GT GD C H L M O
travel /ˈtræv.əl/ = NOUN: seyahat, yolculuk, gezi, işleme; VERB: seyahat etmek, gezmek, dolaşmak, yolculuk etmek, yol almak, kaçmak, işlemek; USER: seyahat, yolculuk, seyahatlerinizde, seyahat etmek

GT GD C H L M O
true /truː/ = ADJECTIVE: gerçek, doğru, hakiki, asıl, tam, içten, sahi, esaslı, aslının aynı, safkan; ADVERB: doğru, gerçekten, tam olarak, sadık kalarak; USER: gerçek, doğru, true, doğrudur, gerçek bir, gerçek bir

GT GD C H L M O
two /tuː/ = USER: two-, two, ikili, ikili

GT GD C H L M O
typical /ˈtɪp.ɪ.kəl/ = ADJECTIVE: tipik, özgün, karakteristik, kendine özgü; USER: tipik, tipik bir, normal, normal

GT GD C H L M O
understanding /ˌəndərˈstand/ = NOUN: anlama, anlayış, kavrama, kavrayış, anlaşma, uzlaşma, zekâ, uyuşma, şart, hissetme; ADJECTIVE: anlayışlı, akıllı, halden anlar, halden anlayan, zeki, kafalı; USER: anlayış, anlayışı, anlaşılması, anlama, anlamak

GT GD C H L M O
unit /ˈjuː.nɪt/ = NOUN: birim, ünite, birlik, öğe, bütünlük; USER: birim, birimi, ünitesi, ünite, biriminin

GT GD C H L M O
units /ˈjuː.nɪt/ = NOUN: birim, ünite, birlik, öğe, bütünlük; USER: birimleri, üniteleri, birimler, adet, units

GT GD C H L M O
vital /ˈvaɪ.təl/ = ADJECTIVE: hayati, yaşamsal, canlı, yaşayan, hayat dolu, öldürücü; USER: hayati, önemlidir, hayati bir, çok önemlidir, hayati önem

GT GD C H L M O
vp /ˌviːˈpiː/ = USER: vp, Başkan Yardımcısı, Başkan, Yardımcısı

GT GD C H L M O
we /wiː/ = PRONOUN: biz; USER: biz, Sizlere, We, bizim, Bu, Bu

GT GD C H L M O
web /web/ = NOUN: örümcek ağı, dokuma, tomar, perde; VERB: bağlantı levhası; USER: web, internet

GT GD C H L M O
well /wel/ = ADJECTIVE: iyi, güzel, sağlıklı, uygun, iyi durumda; ADVERB: iyi, çok, iyice, oldukça, güzelce, hoş; NOUN: kuyu; USER: iyi, de, sıra, yanı, iyi bir, iyi bir

GT GD C H L M O
what /wɒt/ = ADJECTIVE: ne, hangi; PRONOUN: ne, hangi, neyi, neleri; USER: ne, Neler, ne bekleyebileceğinizi, hangi, nedir, nedir

GT GD C H L M O
which /wɪtʃ/ = ADJECTIVE: hangi; PRONOUN: hangi, hangisi, ki, hangisini; USER: hangi, olan, olduğu, ki, bu, bu

GT GD C H L M O
who /huː/ = PRONOUN: kim, kimi, kime, ki o; USER: kim, kimin, olan, edenler, eden, eden

GT GD C H L M O
will /wɪl/ = NOUN: irade, niyet, istek, vasiyet, vasiyetname, arzu, azim; VERB: istemek, amaçlamak, arzulamak, niyet etmek, vasiyet etmek; USER: irade, olacak, olacaktır, olur, edecek, edecek

GT GD C H L M O
with /wɪð/ = PREPOSITION: ile, birlikte, beraber, -li; USER: ile, sahip, olan, birlikte, ile birlikte, ile birlikte

GT GD C H L M O
working /ˈwɜː.kɪŋ/ = NOUN: çalışma, iş, işleme, işletme, çaba, üretme, halletme, mayalanma, kazı; ADJECTIVE: çalışma, çalışan, iş, işleyen, yeterli, temel; USER: çalışma, çalışan, çalışıyor, iş, çalışmaya

GT GD C H L M O
years /jɪər/ = NOUN: yıl, sene, yaş; USER: yıl, yaşında, yıllarda, yaş, yıldır, yıldır

GT GD C H L M O
you /juː/ = PRONOUN: size, sen, seni, sizi, sana, siz; USER: sen, size, Eğer, sizin, sizi, sizi

GT GD C H L M O
your /jɔːr/ = PRONOUN: sizin, senin; USER: sizin, senin, Kaydınızı, Kullanıcı, da, da

208 words